27 Temmuz 2016
İŞ BULMAK VE BULMAMAK
Mezuniyet gelip çatmış, kepler atılmıştı. Her ne kadar diplomamı alamasam bile bu dönem artık iş hayatı kapıma dayanmıştı. Bir kurtuluş yolu tam olarak yoktu. Birkaç dersten okulu uzatmak yeterli bir çözüm sayılmamış aile jürisinden onay alınamamıştı. Herkes deli gibi çalışmamı, işe gitmemi, paralar kazanmamı, bu paralarla yat,kat,araba almamı bekliyorlardı. Girdap beni içine çektikçe çekiyor, başımı döndürüyordu. Artık yapacak bir şey yoktu. Eş, dost, akrabalara haber salınmıştı... Bende fazla acı çekmemek için kaderime ufaktan razı olmaya çalışıyorum.
Madem o kadar çok çalışmam gerekiyordu, tüm aile beni bekliyordu o zaman kendi istediğim bir işte çalışmalıydım. İşte tüm sorun burada başlıyordu. Bir elektrik mühendisi olarak ben ne yapacaktım, nerede çalışacaktım, nasıl bir iş bana daha uygundu... Sonu gelmeyen sorular, sorular, sorular... İş ilanları neemiş diye şöyle bir kariyer.net'e bakmaya başladım. Ohooo neler neler var. Şantiyesine, satışına, pazarlamasına, üretimine, kontrolüne bir ton iş. Aranan kriterlerde de maşallah yok yok. Seyahat engeli olmasın, askerliği olmasın, araba kullansın, her saatte çalışabilsin, tecrübesi olsun, en az 2 dili olsun, makale okuyabilsin, uyumlu olsun, enerjik olsun, takım çalışması da yapsın tek başına da iyi çalışsın, kriz yönetimi yapabilsin, kendine güvensin bla bla bla... Bir kendimi düşündüm, bir kriterleri düşündüm. Mikemmelden bir tık gerisi olan bu kriterler bende var mı diye tekrar düşündüm. Sonra eksik olan şeyler olsa da başvurular yaptım. Çünkü neden yapmayayım. Tazesinden bir mühendis olarak bir tutam deli cesareti ile önüme gelene başvurdum, başvurdum, başvurdum.
Aradan zaman geçti ama hiç geri dönüş olmadı, kimse beğenmedi, özgeçmişimi bile okumadılar. Özgeçmişim iyi olmasa bile, okunmadan çoğu işe kabul edilmedim. Sanırım tipten kaybettim diye düşünmeye başladım. Bu tatlılığı şirketlerine katmaya cesaretleri yok diye kendime teselli verdim.
Teselli vermeyip ne yapacaktım ki durum vahimdi. Özgeçmişim bir tık görüntüleme bile almamıştı, içime içime akıttım tüm gözyaşlarımı. Sonra düşündüm zaten bende çalışmaya istekli değildim, aslında bu bana bir armağandı, kabul etseler napcaktım sanki kollarımı açıp holley diye havalara mı zıplayacaktım? Port... Öyle olmayacaktı tabi ben nasıl çalışcağım diye düşünecektim, nerede benim hayallerim diyecektim. Sahiden nerede unutmuştum hayallerimi?
Benim tüm bu geçen döngüden anladığım eğer iş bulmak istiyorsanız gönülden bulursunuz arkadaş ama eğer istemiyorsanız bulmazsınız. Evet kader ve şans faktörleri ile gerçekleşse bile bazı durumlar, isteğimizle bazen değişebiliyor da sanki durumlar.
Yeni mezun, mezun adayı, üniversiteli, liseli, iş arayan herkesin gönlüne göre hayırlı işler bulmasını diliyorum. Esen kalın.
15 Temmuz 2016
7 MADDEDE ERKEK KESMENİN İNCELİKLERİ
Ben mekanda beğendiğim çocuğu kesemiyorum diyenler, bir baktıktan sonra hep göz göze gelenler, ne kadar uğraşırsam uğraşayım dikkat çekiyorum diyenler... Bu yazımız sizler için. Çaktırmadan usul usul nasıl erkek kesilir, farkedildiğiniz anda nasıl kıvırılır gelin beraber bakalım.
Kural 1: Birini gördünüz ama emin değil misiniz sizin tipiniz olup olmadığına? Yapmanız gereken kontrol kesmesi..Olduğunuz mekana komple dik bakışlarla göz gezdirin, unutmayın amacınız mekana göz gezdirmek. Kendinizi buna inandırırsanız olası göz göze gelme durumlarında onu da inandırmış olursunuz.
Kural 2: Sandalye de oturuyorsanız rahatınızı ayarlama yoluyla çeşitli ayağa kalkmalı, ileri geri sandalye oynatmalı hareketlerle kesimlere devam edebilirsiniz. Benim sandalyem yok diyorsanız çantanızı genellikle oturmadan önce karşı koltuğa koymanız tavsiye edilir. Böylece ilerleyen zamanlarda olası kesimler için sağa sola bakınmalık bahaneniz elinizde olur.
Kural 3: Siparişinizi bir kaç dakika geç verme bahanesi ile etrafı hafiften süzebilir, garsonlar etrafta yokken sanki sipariş verecekmiş ama garsonu bulamıyormuş gibi yaparak etrafa bakınmaya yani kesime devam edebilirsiniz.
Kural 4: Kafamızı kaldırmadığımız mikemmel telefonlarımız ile biriyle konuşarak ya da konuşuyor gibi yaparak kulağımıza dayamak suretiyle etrafa minik gülücükler atarak tatlı tatlı seyre dalabilirsiniz. Sonuçta telefonla konuşuyorsunuz yani nereye baktığınızın ne önemi var aklınız telefonun karşısındaki kişide. Çok fazla da gülmeyin hee sevgilim var imajı yaratabilir. Bunu başka bir yazımızda konuşacağız.
Kural 5: Best friend avantajını kullanmak en favorisidir sanırım. Best friendiniz kendini feda ederek sizin yerinize kesim yaparak, kaş göz rengi, kilo, boy, tarz hakkında size detayları jet hızıyla aktarabilir. Tabi bunları boş bakışları ile yapıp çekici yönünü off moduna almalıdır yoksa kan çıkabilir.
Kural 6: İyi ama ya göz göze gelirsek hayvan gibi bakarken dediğiniz duyar gibiyim. O zaman yapmanız gereken kendinize şunu sormak ya ben bu çocuğu bir daha nerde göreceğim? Eğer yanıtınız hayır ise cesur davranıp minik bir gülücük atmanızı öneririm fakat kesin görürüm ben bahtsız bedeviyim diyorsanız bakışlarınızı hızla kaçırın ve bir köşeye sinip korkaklığınızdan utanın. Kusura bakmayın kızlar aşkta korkaklığa yer yoktur.ss
Kural 7: En önemli kuralı sona bırakmışım. Ne olursa olsun kendinize güvenerek kesim işlemine başlayın. Güzel, çekici, sevimli hissetmiyor olabilirsiniz ama bunu karşı tarafa geçirmeyin çünkü siz kendinizi aslında nasıl görürseniz onlarda sizi öyle görür. Kendinize güvenin ve kendinizi sevin.
Biraz şakalı, biraz komikli bu yazımızın sonunda herkes umarım nasıl kesim yapılacağını az çok anlamış ve kendi tarzıyla birliştirebilmiştir. Güzel haftasonları.♥
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)