1 Haziran 2017

İŞ HAYATINA MERHABA


     Mezuniyetin gelmesi ile başlayan iş arama merasimlerinden birisi olumlu sonuçlandı ve işe başladım. Üniversiteyi okurken hep böyle bir iş hayal etmiştim. Tam bir “dream job” . Mühendisler için söylenen ilk iki yılı atlat gerisi kolay miti ile bir yerden başlamam gerektiğini düşünerek kabul edip başladığım bu iş (kabul ettiğim değil de edildiğim desek daha doğru olabilir) evime yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta. Yani günde minimum 3 saatimi yollarda harcayacağım bir iş. Aynı zamanda İstanbul’un gözde semtlerinden olan Başakşehir’deyim. Sanayi ben, ben ve sanayi. İlk staj deneyimimi gerçekleştirdiğim bu sanayiye geri dönmek oldukça garip bir duyguydu. Sanki kaderim burada çizilecekmiş gibi hissettim. Bu bir tesadüf olamamalıydı.. Muhtemelen tesadüf değildi. Neyse.

     Gün içinde bolca boş vaktimin olduğu yarı sekreter yarı mühendis işime gireli 1 ayı geçtik. Maaşımı alacağım anlayacağınız. Bazen oturup pozitif ve negatif taraflarını yazmayı düşündüğüm bir iş. Getirisi ve götürüsü ne emin olamıyorum. Bir gün bakıyorsun çok seviyor bir gün bakıyorsunuz port diye bakıyorum. Çekilmez bir kadın oluyorum yine. Peki ilk zorluklar nelerdi benim için?

     Birincisi uykusuzluk. Başlardaki en büyük problemdi sanırım. Günde en az 8 saat uyumaya çalışan ben bir anda sabah 6’da kalkmaya başlar oldum. 8 saat uyumam için saat 10’da uykuya dalmam gerekiyordu. Keza (ilk defa yazıyorum bu kelimeyi, havalıı) uyudum da hatta saat 9’da bile uyuduğum günler oldu ilk hafta. Geliyor, pijamalarımı giyiyor, yemek yiyor ve yatıyordum. Evdeki bireylerden yüzünü görmediklerim oluyordu. Kalabalık olunca çok herkesi göremiyorsun sanırım. Neyse ki uykusuzluğa vücudum zamanla adapte oldu. Yani en azından ilk hafta gibi değil.

     İkincisi sanayi sitesinde çalışmak. Bunda abartılacak ne var demeyin çalışmadan anlayamazsınız. Bir kadın görmek, bir çift sohbet etmek, otobüste bir kadın ile oturmak.. Nerde o eski günler de diyemeyeceğim çünkü okul hayatımda bunun bir başka rengiydi. Tabi sanayide ek bazı durumlar oluyor, bunları daha önceki yazımda ayrıntılı olarak anlamıştım.

     Üçüncü olay yemek problemi. Bu herkes için problem  olmaz muhtemelen ama oyuncak gibi bir mideniz varsa yediğiniz her şey dokunabiliyor ve bu da sizi epey zorlayabiliyor.

     Dördüncüsü sosyal yaşam. Benimki komple bitti mesela. Siz siz olun cumartesi akşama kadar çalışmayı kabul etmeyin. Çünkü pazar varla yok arası bir gün oluyor,  ne gezebiliyor ne kendinize zaman ayırabiliyor ne de arkadaşlarınızla görüşebiliyorsunuz hele erkek arkadaş olayı da girince programlanan bir pazar günü yaşıyorsunuz. Hımm sabah evdekilerle kahvaltı, öğlene doğru sevgilimle buluşsam sonra bestiemle bir çay içsek aa kuaföre de gitmem lazımdı yaa bilmem nerden arkadaşım gelmiş onu da göreyim ee çocukluk arkadaşımın da düğünü varmış… Ya ışınlanmayı bulun ya da beni klonlayın başka sözüm yok.

     Beşincisi iş yeri arkadaşları. Eğer ki ofiste siz ve patronlarınızdan başka çalışan varsa şanslı sayılırsınız konuşacak birileri vardır demektir. Peki ya yoksa? İşte o zaman bazı yolları denemek lazım. İlki gün içinde mevcut eş, dost, akraba ve arkadaşlarla iletişimde olmak. Efenim sabah mesajlaşmalar, öğle arasında aramalar, çay molasında snapleşmeler vs. Tabi bir an geliyor bu şekilde olmuyor onlar meşgul olabiliyor ve bir face to face tadını vermiyor. O zaman diğer yöntem etraftaki potansiyelleri araştırmak oluyor. Yan ofis olur onun yanı olur yanının yanı olur. Yemekte tanışmalar falan. Bunlar da sanayide pek verimli sonuçlar vermedi ne yazık ki. Yemekte biri ile tanışmakmış pehh. Oturup yemek yiyemiyorsun.. Neyse diğer bir yol olarak otobüste arkadaş edinmek. İlk haftadan itibaren denkleşip geldiğin oldukça uzun yol gidenleri listeye alıp konuşmayı ya da konuşulmayı beklemek. En azından gidip gelirken iki sohbetin belini kırıp günlük konuşma ihtiyacının bir kısmını giderebiliyorum böylece. Kadınların günlük sarf etmesi gereken kelime sayısı oldukça yüksekti sanırım. Bu yüzden kotaya fazla yüklenme olunca bir garip his veriyor.


     Yazının buraya kadar olan kısmını işe başladıktan kısa bir süre sonra yazmıştım, yayınlaması bugüne kısmetmiş. Devamında ise fazla değişen bir şey olmadı. Olumlunun yanında olumsuz yanları da olsa gelişmeye çalıştığım bu yerde ki iş hayatım devam ediyor. İş bulamayan arkadaşlara hayırlı işler ve herkese güzel haftalar diliyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder