Mezuniyetin gelmesi ile başlayan iş arama merasimlerinden
birisi olumlu sonuçlandı ve işe başladım. Üniversiteyi okurken hep böyle bir iş
hayal etmiştim. Tam bir “dream job” . Mühendisler için söylenen ilk iki yılı
atlat gerisi kolay miti ile bir yerden başlamam gerektiğini düşünerek kabul
edip başladığım bu iş (kabul ettiğim değil de edildiğim desek daha doğru olabilir)
evime yaklaşık bir buçuk saat uzaklıkta. Yani günde minimum 3 saatimi yollarda
harcayacağım bir iş. Aynı zamanda İstanbul’un gözde semtlerinden olan
Başakşehir’deyim. Sanayi ben, ben ve sanayi. İlk staj deneyimimi
gerçekleştirdiğim bu sanayiye geri dönmek oldukça garip bir duyguydu. Sanki
kaderim burada çizilecekmiş gibi hissettim. Bu bir tesadüf olamamalıydı.. Muhtemelen tesadüf değildi. Neyse.
Gün içinde bolca boş vaktimin olduğu yarı sekreter yarı
mühendis işime gireli 1 ayı geçtik. Maaşımı alacağım anlayacağınız. Bazen
oturup pozitif ve negatif taraflarını yazmayı düşündüğüm bir iş. Getirisi ve
götürüsü ne emin olamıyorum. Bir gün bakıyorsun çok seviyor bir gün
bakıyorsunuz port diye bakıyorum. Çekilmez bir kadın oluyorum yine. Peki ilk
zorluklar nelerdi benim için?
Birincisi uykusuzluk. Başlardaki en büyük problemdi sanırım.
Günde en az 8 saat uyumaya çalışan ben bir anda sabah 6’da kalkmaya başlar
oldum. 8 saat uyumam için saat 10’da uykuya dalmam gerekiyordu. Keza (ilk defa
yazıyorum bu kelimeyi, havalıı) uyudum da hatta saat 9’da bile uyuduğum günler
oldu ilk hafta. Geliyor, pijamalarımı giyiyor, yemek yiyor ve yatıyordum.
Evdeki bireylerden yüzünü görmediklerim oluyordu. Kalabalık olunca çok herkesi
göremiyorsun sanırım. Neyse ki uykusuzluğa vücudum zamanla adapte oldu. Yani en
azından ilk hafta gibi değil.
İkincisi sanayi sitesinde çalışmak. Bunda abartılacak ne var
demeyin çalışmadan anlayamazsınız. Bir kadın görmek, bir çift sohbet etmek,
otobüste bir kadın ile oturmak.. Nerde o eski günler de diyemeyeceğim çünkü
okul hayatımda bunun bir başka rengiydi. Tabi sanayide ek bazı durumlar oluyor,
bunları daha önceki yazımda ayrıntılı olarak anlamıştım.
Üçüncü olay yemek problemi. Bu herkes için problem olmaz muhtemelen ama oyuncak gibi bir mideniz
varsa yediğiniz her şey dokunabiliyor ve bu da sizi epey zorlayabiliyor.
Dördüncüsü sosyal yaşam. Benimki komple bitti mesela. Siz
siz olun cumartesi akşama kadar çalışmayı kabul etmeyin. Çünkü pazar varla yok
arası bir gün oluyor, ne gezebiliyor ne
kendinize zaman ayırabiliyor ne de arkadaşlarınızla görüşebiliyorsunuz hele
erkek arkadaş olayı da girince programlanan bir pazar günü yaşıyorsunuz. Hımm
sabah evdekilerle kahvaltı, öğlene doğru sevgilimle buluşsam sonra bestiemle
bir çay içsek aa kuaföre de gitmem lazımdı yaa bilmem nerden arkadaşım gelmiş
onu da göreyim ee çocukluk arkadaşımın da düğünü varmış… Ya ışınlanmayı bulun
ya da beni klonlayın başka sözüm yok.
Beşincisi iş yeri arkadaşları. Eğer ki ofiste siz ve
patronlarınızdan başka çalışan varsa şanslı sayılırsınız konuşacak birileri
vardır demektir. Peki ya yoksa? İşte o zaman bazı yolları denemek lazım. İlki
gün içinde mevcut eş, dost, akraba ve arkadaşlarla iletişimde olmak. Efenim
sabah mesajlaşmalar, öğle arasında aramalar, çay molasında snapleşmeler vs.
Tabi bir an geliyor bu şekilde olmuyor onlar meşgul olabiliyor ve bir face to
face tadını vermiyor. O zaman diğer yöntem etraftaki potansiyelleri araştırmak
oluyor. Yan ofis olur onun yanı olur yanının yanı olur. Yemekte tanışmalar
falan. Bunlar da sanayide pek verimli sonuçlar vermedi ne yazık ki. Yemekte
biri ile tanışmakmış pehh. Oturup yemek yiyemiyorsun.. Neyse diğer bir yol
olarak otobüste arkadaş edinmek. İlk haftadan itibaren denkleşip geldiğin
oldukça uzun yol gidenleri listeye alıp konuşmayı ya da konuşulmayı beklemek.
En azından gidip gelirken iki sohbetin belini kırıp günlük konuşma ihtiyacının
bir kısmını giderebiliyorum böylece. Kadınların günlük sarf etmesi gereken
kelime sayısı oldukça yüksekti sanırım. Bu yüzden kotaya fazla yüklenme olunca
bir garip his veriyor.
Yazının buraya kadar olan kısmını işe başladıktan kısa bir
süre sonra yazmıştım, yayınlaması bugüne kısmetmiş. Devamında ise fazla değişen bir şey olmadı. Olumlunun
yanında olumsuz yanları da olsa gelişmeye çalıştığım bu yerde ki iş hayatım
devam ediyor. İş bulamayan arkadaşlara hayırlı işler ve herkese güzel haftalar
diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder